Ötüken Neşriyat'tan Peyami Safa’nın Klasiği: Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Trendler, ipuçları, rehberler ve yeni fikirlerle dolu içerikler burada sizi bekliyor.
Eserin Temel Özellikleri ve Genel Bakış
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 1930 yılında Peyami Safa tarafından kaleme alınmıştır. Türk edebiyatının önemli psikolojik romanlarından biri olarak kabul edilen bir yapıt. Bu roman, yalnızca edebi bir eser olmanın ötesinde, yazarın kendi yaşam deneyimlerinden beslenerek oluşturduğu otobiyografik öğeler içerir. Kitap, toplamda 112 sayfa olup, ciltsiz ve Türkçe baskısıyla okuyucuya sunulmuştur. 2020 yılındaki yayımlanma tarihiyle, günümüz okuyucusuna da hitap etmektedir.
132.00 TL
Şimdi al!Ayrıca Bakınız
Eserin Özellikleri ve İçeriği
Fiziksel ve Teknik Özellikler
Boyut: Normal boy
Sayfa Sayısı: 112
Cilt Durumu: Ciltsiz
Yayın Tarihi: 2020
Yayınlayan: Ötüken Neşriyat
Dil: Türkçe
Temel Temalar ve İçerik
Roman, genç yaşta uzun süre hastanede tedavi gören bir çocuğun gözünden anlatılır. Baş karakter, yaklaşık 15 yaşında olup, dizinde tam teşhis konulamayan bir kemik rahatsızlığıyla mücadele etmektedir. Bu sağlık sorunu, onun fiziksel acılarını ve ruhsal çalkantılarını tetiklemekte, hastane ortamında geçen yıllar boyunca psikolojik açıdan derin etkiler bırakmaktadır.
Romanın bir diğer önemli yönü ise, karakterin yaşadığı aşk ve içsel çatışmalardır. Çocuk, kendisinden dört yaş büyük olan Nüzhet adlı kız ile büyük bir tutku ve bağlılık yaşar. Fakat bu aşk, onun sağlık durumu ve ailesinin evlilik planlarıyla çatışma içine girer. Nüzhet'in ailesinin, kızlarını sağlıklı ve zengin bir doktor olan Ragıp Bey ile evlendirmeyi istemesi, gencin ruh dünyasında derin yaralar açar. Bu durum, onun hem duygusal hem de fiziksel mücadelelerini daha da karmaşık hale getirir.
Eserin Psikolojik ve Otobiyografik Yönleri
Peyami Safa’nın hayatıyla sıkı sıkıya bağlı olan bu eser, yazarın gençlik yıllarında yaşadığı bunalımlar ve sağlık sorunlarının bir yansımasıdır. Safa da genç yaşta hastanede uzun süre tedavi görmüş ve ciddi sağlık tehditleriyle karşı karşıya kalmıştır. Bu deneyimlerin, romanın psikolojik derinliğine katkısı büyüktür. Eser, ruhsal çatışmaların ve içsel dünyaların tasvirinde, Türk edebiyatındaki önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir.
Edebiyattaki Yeri ve Önemi
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Türk edebiyatında psikolojik roman türünün temel taşlarından biri olarak gösterilir. Mehmet Rauf’un Eylül adlı eserinden sonra, bu alanda yapılmış en önemli çalışmalar arasında yer alır. Safa’nın anlatım dili, sade ve etkileyici olup, okuyucunun karakterlerin iç dünyasına kolayca nüfuz etmesini sağlar.
Romanın en büyük gücü ise, hasta psikolojisinin ve gençlik bunalımlarının yalın ve samimi bir şekilde aktarılmasıdır. Yazarın kendi deneyimlerinden yola çıkarak kaleme aldığı bu hikâye, gençlik içindeki acı ve umutları, sevgi ve umutsuzluk arasındaki çatışmayı güçlü bir biçimde yansıtır.
Kitap Hakkında Yorumlar ve Okuyucu Deneyimleri
Eser, okuyucular tarafından genellikle duygusal ve etkileyici bulunur. Betimlemeleri ve dil akıcılığıyla öne çıkan roman, birçok okura o anı yaşatır ve karakterlerin duygularını derinlemesine hissettirir. Ancak, bazı okuyucular baskı kalitesinin yetersizliğinden ve sayfa yıpranmasından şikayet edebilir. Yine de, kitabın içeriği ve psikolojik derinliği, onu Türk edebiyatının önemli eserleri arasına koyar.
Sonuç
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, sadece bir roman değil, aynı zamanda gençlik ve sağlık, aşk ve psikoloji temalarını derinlemesine inceleyen, Türk edebiyatında kendine özgü yer edinen bir başyapıttır. Peyami Safa’nın kendi yaşamından izler taşıyan bu eser, okurken hem duygusal hem de düşünsel bir yolculuğa çıkmanızı sağlar. Eserin güçlü anlatım dili ve içtenliği, okuyucunun kalbinde yer edinir ve uzun süre unutulmaz bir iz bırakır.
















